BU LİMANDA BEKLEYELİM / BÜLENT KEÇELİ

Hece Dergisi Kasım 2013

Şiirde 2010’dan sonra bir imkân arayışı var. Gençler bu imkânın peşindeler. Ebabil yayınları da bu yönde gençlere destek verme yolunda. Liman Mehmetcihat bu genç şairlerden. İlk kitabı ‘haplayın şunu feodal’ 2010’dan sonra şiiri doksanlar ve ikibinler şiirinin önünü açtığı yolda ilerletmeye çalışan bir çalışma. İkibinler ikinci yeni şiirinin tartışmasını ön plana alarak bir tavır ortaya koyan bir çalışmaydı. 2010’lar ikibinlerden aldığı çağdaş enstrümanları şiirine daha rahat bir şekilde koyabiliyor.

Liman Mehmetcihat bunun örneklerini hem sözel şiirde hem de görsel şiirde vermeye çalışıyor. haplayın şunu feodal’ kitabın ilk bölümünde sözel, bir anlamıyla da verili şiirlerinde kendi diliyle 2010’lara ait bir şair izlenimini veriyor. Çağdaş verileri daha doğrusu dijital imkândan aldığı unsurları kolaylıkla kullanıyor. ‘bana eski smileylerle ne güzel gülümse’ dizesi kitabın daha ilk dizesinde kendini gösteriyor. Bu anlayış günümüz şiirinin algı çerçevesinin genişliğinin de bir göstergesi. Bu arada şiir güncel hayatı şiire taşırken teknik bir dilin de farkında olarak bunu yapıyor.

Liman Mehmetcihat, modern dünyayı kravat bağlamında eleştirerek modernin anlamsızlıkları üstünden analizlere de girebiliyor. ‘dehle bizi modern interior bissürü kapılardank’ diyerek ikibinler şiirinden aldığı yöntemleri kendi şiirine katabiliyor. Bu arada modern eleştirisi de değişmeden devam ediyor. ‘gadget toplumunda da bu kadar olmuyor muhyiddin’ şiirinde ‘bilgi toplumu bittiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii’ dizesinde ortaya serilen gerçek aslında ikibinlerden sonra beliren ve belirlenen bilginin şiire yaramayacağı bir şekilde dillendirilmiş oluyor. Aslında 2010 dan sonra şiirde çokça görülen bilginin sıkıştırılarak şiire girmesi bir şekilde bilgi toplumuna getirilen eleştirinin parodik yansıması da oluyor. Kitabın üçüncü şiiri olan ‘modern yaşamın köpeği olanlar için bir kulübe girmektir’ şiirinin ilk üç dizesi ‘biz lunaparklarda ve internet kafelerdeyiz. Ulan o zaman öbürleri nerde//gece kulübelerine girilen bir tür havla//çorbacıda baba kız oturan baba eğitime yazdır kızını’ tam bir büyükşehir hayatının katmanlı yapısına bir gönderme olarak okunabilir. İmge burda ‘havla’ cümlesi olarak görülebilir. Liman, ‘öbürleri’ diyerek bu katmanları ötekileştirmediğini de göstermektedir. Kitaba adını veren ‘ haplayın şunu feodal’ şiiri şair için özel kanalda ilerliyor. Bu kez şair şiire kendini katarak yazıyor. Bu şiir için olması gereken fakat zor bir yoldur. Dizeleri farklı bir teknikle yazıyor. Doğrusu zamanı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bunu bilinçli bir tercihle yaptığını düşünüyorum. ‘gecikmiş bir özürlü parmaklarını sayıyor onu’ dizesi gibi aslında zamana bilinmedik bir yöntemle atıf yaptığını da düşünebiliriz. Bu şiir kendine dışardan bakmayı da becerebiliyor. ‘ seni görünce öyle İRA’dan ayrılmış ayrılmış.’ Gibi bir çok dizede geçen ‘ira’ sözcüğü sözcüğün her göndermesine sahip çıkıyor. Diğer şiirlerle beraber verili yapılar arayışı bir sınıra getirmiş gibi görülebilir. Bu sınır 2010’ların bir çok genç şairinde de görülebileceği gibi görsel şiir kıyısı gibi görünebilir. Yazılan şiir görsel imkanların çerçevesinde kotarılıyor. Liman mehmetcihatın şiirleri de burada değerlendirilebilir. Sözel yapılar bu yapıların birbirine etkileşmesinde doğuyor, diyebiliriz.

Liman Mehmetcihat’ın görsel şiirleri belki de işleri aynı sözel şiirlerinde olduğu gibi artık görsel yapılarla bir modern eleştirisine yöneliyor. İlk görsel şiir ‘kravat’ toplumsal bir eleştirinin işi. Bu, ironisi de içinde bir eleştiri. Kravat görselinin altındaki ye sözü bu eleştirinin iş’teki imgesi olarak görülebilir. Ziyadesiyle bir alt üst eleştirisine girişen şair bunu başarıyla yapıyor diyebiliriz. Bir çok görsel iş bunun göstergesi diyebiliriz. ‘x şimdi nerede.ne yapıyor’ çalışması bu çalışmalar içinde farklı göndermeleriyle sıyrılıyor diyebiliriz. X bilinmeyendir, bu bilinmeyen şehirde herkesin adına kullanılarak güncel hayatta bir belirsizliğin göstergesi oluyor. ‘kıpçakların hakkı nolacak alooo?’ çalışması ise milliyetçilik bağlamında bir eleştiriyi gösteriyor. 58.sayfadaki başlıksız şiirde ise’ görüntülü harfler: yok’ çalışmasında ise görsel adına kendi durduğu yeri biraz açımlıyor. Görsel şiirin temel eleştirisine bir giriş yaparak bu çalışmaya bakılırsa aslında ironi kendi içinde kendini açıklıyor. Liman Mehmetcihat zor bir görev gerçekleştiriyor. İmgeyi görsel yapının sınırında sözel yapıya da sadık kalarak yapmaya çalışıyor. Buna rağmen bir ifade veriyor. Kendi içinden çıkarak gerçekleştirmeye çalıştığı çoğunlukla toplumsal eleştiri yerini buluyor diyebiliriz. Bir ilk kitap bağlamında 2010’ların ikibinlere bağlılığını da gördüğümüz söyleyebiliriz.

Haplayın Şunu Feodal, Liman Mehmetcihat, Ebabil Yayınları 2013